Kayıtlar

Haziran, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÖZ GEÇMİŞTE ÖN YAZI NASIL YAZILMALI

Bir önceki yazımda kısacık geçen bir bölümde ön yazı konusunu ele almıştım. Fakat son zamanlarda o kadar sık yaşadığım bir konu oldu ki bunu daha detaylandırıp yazmadan edemedim.  İlan veriyoruz ve gelecek Öz geçmişleri beklemeye koyuluyoruz. Bir sürü maceralara gebe başvurularda son zamanlarda gördüğüm odur ki yayılan bir hastalık gibi tablet tablet yazılar ön yazı olarak karşıma çıkmakta. Bir okuyucum o olmasa Amerika’da adamı işe almazlar demiş. İyi de demiş. Fakat o dediğinizin içeriği bu mudur acaba? Bence değildir. Zira beni benden alan kısmı öz geçmişini aynen birde benden dinleyin tadında yazanlardır en çok da. Uzun uzun kendini anlatsa yine okurum bittabi efendim ama adam özgeçmişi tekrar ediyor. Zannediyorum ki bu öğrenciliğinde, kâğıdım dolu görünsün psikolojisiyle yazdıklarını farklı kelimelerle aynen yeniden yazanlar var ya, onların kurduğu bir kulüp olmalı. Yahu okudum anladım, sen bunun dışında ne var ondan bahset. Niyetini açık et. Mesela en sevmediğim soru’ neden

ÖZ GEÇMİŞTE SIK YAPILAN HATALAR

ÖZ GEÇMİŞTE SIK YAPILAN HATALAR SADECE UNVAN YAZIP GERİSİNİ İK’CININ HAYAL GÜCÜNE BIRAKMAK Bir pozisyon için başvurular geliyor ve çoğunda aynı hata. Sanki birlikte hazırlamışlar. Kopya çekseler bu kadar olur. Evet, unvanlar aşağı yukarı aynı işleri yaparlar fakat her kurumda görev tanımı ve kapsamı ile yetkileri değişkendir. Makine Mühendisi yazıyor mesela. Al sana bilmiyorum kaç bilinmeyenli denklem. Makine Mühendisi olarak işin hangi kısmında yer aldın, saha mühendisi misin, Teknik ofiste misin neredesin, Satın mı aldın ne yaptın?  Sen neredesin? ÖZ GEÇMİŞİNE HÂKİM OLMAYANLAR Görüşme başlıyor start verildi derken birkaç soru sonra bir soru geliyor ‘ öyle mi yazmışım?’ O anda İK’ cı ne yapsın ne düşünsün. Hatta bir de yazdığı iş tanımını bilmeyenler var. Mesela ‘Puantaj yapmışsınız? ‘yok, onu Ayşe yapıyordu’. ‘SGK giriş, özlük evrakları yaptınız?’ ‘ yok, Ayşe yapıyordu’ O halde Ayşe nerede? Telefonunu ver kardeş diyesim geliyor. Geçiniz. HATALI TARİHLER, HATAL

İŞ YERİNDE İLETİŞİM MODELLERİ: TİPOLOJİLER!

İş yerleri kişisel iletişimin en canlı, akışkan ve aktif olduğu mekanizmalardır. İç müşteriler vardır dış müşteriler vardır ve işler beşeri ilişkilerle devam eder. Hal böyle olunca iyi iletişimci doğmuşlar ya da olmuşlar dışında el yordamıyla iletişenler yüzünden günde trafik kazalarının belki on katı iletişim kazaları olur işletmelerde. Eksik bilgi, yanlış anlaşılmalar, çok konuşanlar, konuşma cimrileri hepsi konusunda uzman kazazede adaylarıdır. Hele ki yönetici düzeyinde bu aksaklıklar varsa kaçınılmaz kazalarda kimi kez kayıplar yani ölümler olabilir. İş akdini’ yeter artık anlatamıyor muyum’ diye kesenler mesela. Aslında biz iletişimciler anlamayan yoktur anlatamıyorsundur deriz ama bu genel geçer kesin doğrudur demek mümkün değil. Ne kadar anlatsak anladığı kadardır hep. O yüzden benim küçük taktiğim olur bu doğrultuda gerektiği düzeyde iletişim kurmak ve her iletişim modeline uygun yaklaşık yaklaşımlar benimsemek hayat kurtarıcı olmaktadır. Bazen insani yaklaşımlarınızın bile