SAHİ BİZ BU EĞİTİMLERDEN NEDEN HOŞLANMIYORUZ?
Kendimizi bildik bileli masalarda
sıralarda hep bir öğrenme sürecindeyiz dediğinizi duyar gibiyim. Hatta ileri
gidelim dünyaya geldiğimiz ilk günden bu yana gelişen bir süreçtir bu. Mesela
ağladığımızda bizimle ilgilenildiği anne karnında edinmediğimiz bir bilgidir
kanımca. Ve o dakikadan itibaren ebeveynlerimizle
başlayan bu süreç devamında yerini profesyonellere bırakır ve okullar, kurslar
bilimum araçlar ile yeni bilgilere maruz kalmaya başlamaktayız. Ve öğrenme
sürecimiz belki de farkında olmadan zorunluluk cümlesiyle eşleşiyor ve biz şu
an belki de sadece bu yanlış eşleşme kurbanı olarak çok verimli bir eğitimin
ortasında bunalıyoruz. Bence bu konu üzerine konuşulup düşünüldükçe
halledilebilecek bir konudur. Çünkü yenilenmenin yegâne yolu yeni bilgiler ya
da bildiklerimizi tekrardan geçer. Peki, hiç mi suçu yok bu eğitimlerin? Bence
var. Ben size yıllardır hem eğitim alan hem de veren biri olarak ikili bir
bakış açısının neticelerini sunmak isterim. Neden bu daralmalar?
EĞİTİM SÜRESİ ÖLESİYE UZUNSA
Evet, bitmiyordu diyerek ifade ettiğim
bir durumdur bu. Eğitim süresi mutlaka doğru planlanmalı ve hedef kitlenin
nabzı sıklıkla yoklanmalı. Çünkü bu naçiz beden ölü ruhlar alemine seslenen çok
eğitmen gördü. Masaya vurup ‘ey ruhh geldiyseenn.’;) dememek için kendimi yediğim
anlardır bu anlar. Neyse ki aradan bir cevval kişi çıkıp yüzümüzü yıkasak der
genelde. Geçmiş olsun.
EĞİTİM KONUSU SIKICIYMIŞ MEĞER
Eğitimin konusu da belirleyici
bir önemli etkendir esasında. İlgili konuda ilgili kişilere eğitim verilmesini
sağlamak bu açıdan önemlidir. ‘Niye buradayım?’ diye hayatı ve kendini
sorgulayan birey sayısı arttıkça eğitim her açıdan çıkmaza girecektir. Geri
bildirim düzeyi deniz seviyesi altına inerken, eğitimcinin de enerjisi düşecek
ve mecburi vakitlerde bir araya gelmiş insancıklar olarak duvara çentik
atacağız hep beraber, gözler saatte ve ne zaman bitecek konulu uzun bakışmalar…
EĞİTİMCİDEN KAYNAKLI SORUNLAR
Eğitim konusu süper, ilgi
alanımız arzu maksimum ama eğitmenin hali, tavrı, aktarışı, konuda ki hâkimiyeti
bir milyon sebepten bir kaçı olumsuz olarak sıraya dizilirse yine beklenen
verim alınamayacaktır. Eğitimcinin konuya hakim, gelecek sorulara anlayışla
açıklayacak minvalde olması gerekmektedir. Ben de ne mi koparıyor? Her şey
tamamsa bile sıkıcı anlatım beni benden alıyor. İnsan bir espri, bir güler yüz,
bir incelikli gönderme aramıyor değil.
EĞİTİMİN PAZARLANMASI
Bence eğitimin ve eğitimcinin
daha en başında pazarlamasını doğru yapması oldukça önem taşıyor. Bize biraz
sonra bu doğru bu hatalı diyecek kişinin kimliği, tecrübesi ve konuya hâkimiyetini
sorgulamak her katılımcının hakkıdır diye düşünüyorum. Ve devir ne yazık ki iyi
pazarlamanın kazandığı bir devir. Beni onlar anlasınlar, ne derin bir insanım
ne gerek var demek pek bir işe yaramamaktadır.
EĞİTİM VE MİZAH
Eğitimin içine mizah öğeleri
katıldığında şahsi fikrim o dur ki güzel bir mozaik ortaya çıkıyor. Çünkü ne
kadar ilgili olursak olalım biraz gülümsemek, zekice birkaç çıkarımı dinlemek
ve hafiften eğlendirecek teatral bir söylem tarzı her zaman dinleyicileri zinde
tutan öğelerdendir zannımca. İçine biraz kahkaha kattığımız hiçbir etkinlik
kötü durmayacaktır. Ne kadar eğlendik diye çıkanların ne kadar öğrendikleri
hakkında hiçbir fikri yoktur belki ama zaman içinde bunu yaşayıp görmeleri olasıdır.
Çok güzel tespitler, elinize sağlık
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Sil