İK SÜREÇLERİ KATİLİ İŞVEREN OLMANIN GARANTİLİ BEŞ YOLU!
ÇALIŞANA META MIDIR? NEDEN OLMASINLAR YAHU!
Çalışanı bir meta gözüyle bakan
işletme felsefesi bellidir; biri gider, diğeri
gelir. Bu işletmenin bağlanma sorunu vardır aslında. Kime kıymet verse hop
başka şirket kapmakta. O ise kendime dönüp iyileştirme mi yapsam diye
düşüneceğine, dağa küser dağın haberi yok. Der ki gelen ağamsa, giden de paşam
ve sömürge imparatoru ilan eder kendini. Çalışanın artık eti mi olur, sütümü
bilinmez yararlanmak üzerine kurar sistemi. Kıymetsiz olan çalışanlar işletmeyi
bir pazar yeri gibi doldurup doldurup boşaltırken, aslında ne kadar zarar uğrar
hesaplamaya kalksa matematiği yetmez. En yakın ilişki uzmanı tavsiyem olur.
EĞİTİM Mİ? HEP MASRAF BUNLAR!
Eğitim bütçesi değil lafı
edildiğinde tüyleri diken diken olur işverenin. Ne eğiti mi? Ayşen iyi kız
yanına oturtun öğrensin! İyi de geçen ay Ayşe’nin yanına iki yeni personel oturduk,
oturmasıyla kalkması bir oldu diyemezsin. Çünkü o Ayşe’nden çok emin. Ayşen iyi
eğitmen! Nereden bu vasıf; bilmiyoruz. Bir de zaman kaybı tabi. ‘Tabi eee şey
bütçesi’ demeye dili varır mı insanın bu halde. Şirket içi kaynaklardan
halletmek için savaş başlar. Geçen yıl yaptık, o ay hep düştü satışlar. Yahu
ben eğitim mi aldım? İşverenlik eğitimi mi var? Bak ne güzel iş verenim! O
sırada ne güzel kısmına verilecek onlarca cevap dökülür hafızadan, ama artık
son atımlık kurşunla bari şu kadar saat pazarlığı başlamıştır bile.
ÜÇ KURUŞ MAAŞA ÖLESİYE ÇALIŞACAK ADAM NASIL BULUNMAZ?
İşveren hep haberleri izler, hep
işsizlik yüzden bilmem kaçtır ve üniversite mezunları simit satmaktadır.
Dolayısıyla o dolmayan pozisyon konusu büyük sorunsaldır. İstediğiniz kadar’efendim
piyasada ki ücretin altındayız, gelen de durmuyor bu yüzden’ deseniz bile o
sırada iş veren gangnam style
oynamaktadır içinden adeta. O kadar umarsız, o kadar inanmamış, o kadar konudan
uzak. Hem uçsun istiyor aday, hem kaçsın. Hatta adam ama denizde yürüyor
desem,koşmuyor ki diyecek,her şeye bir kulp çünkü. Yahu yok mu üç kuruşa beş
köfte olur mu lafı, onu da mı duymadın be adam?
RAKİP NE YAPIYORSA AYNISINI YAPALIM!
Rakipler en büyük düşmanlar.
Alçak düşman, al sana bomba! Yahu rakip büyük bütçeli işler yapıyor. Reklamından,
insan kaynakları sürecine… Sen de onun yüzde ellisini harcatıp aynı reaksiyon
için yağmur duasına çıkmışsın. ‘Onlarda böyle ama bu şekil…’ demeye kalmadan el
cevap gelir ‘yaparsın’. Sen yaparsın gazıyla odadan çıkıyorsun. Ben yapar mıyım
dedirteni oldu, düşün artık!
MOTİVASYON NEYMİŞ!
Efendim çalışan mutluluğunu
arttırmak için motivasyon gerekli. Verimde artacak vs açıklarken hülyalara
dalar işveren. Motivasyon neydi? emek
miydi? Olmadı yemek miydi? O da neymişler, boşa masraf, israf, zaman mı var.
Hem ne anlar onlar var bir de. Neler anlarlarda ben sana anlatamam diyemiyorsun
boğazda bir yumruk, bari şirkette kahvaltı yapalıma geliyor iş. O zaman herkes
bir şey getirsin diyor, ağlamak istiyorsun içine içine artık olduğu kadar…
Yorumlar
Yorum Gönder